Balıkdamı Kuş Cenneti’nde yasağa rağmen av devam ediyor
Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde Balıkdamı Kuş Cenneti’nde yasağa rağmen balık avı devam ediyor.
Türkiye’nin endemik balık türlerinin birçoğunu barındıran Sakarya Nehri’nin önemli doğal güzelliklerinden olan Balıkdamı Kuş Cenneti’nde avlanmayı sürdüren şahıslar, uyarılara rağmen yasağa uymuyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Eskişehir Olta Balıkçıları ve Doğal Yaşamı Koruma Derneği (ESBALDER) Başkanı Osman Demirtaş, balık avının tamamen yasak olduğu bölgede yasa dışı avlanan şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirtti. Demirtaş, “Balıkdamı’ndaki yasak devamlı deliniyor. Uyarıları hiçbir şekilde dinlemeyerek yasağı delmeye devam ediyorlar. Bölgede ağcılığın engellenmesi ve o ortamın korunması gerekiyor. Orası amatör olta balıkçısına da yasak olduğu için biz gidemiyoruz. Biz de orada olamadığımız için kaçak ağcılar cirit atıyor. Yetki ve destek verilse biz kontrole gideriz ancak kent merkezine 140 kilometre uzaklıkta olan Balıkdamı’na yasağı çiğneyenleri günlük kontrole gitmek büyük maddi külfet. Devletin kurumlarının buralarda kontrollerini sıklaştırması gerek” şeklinde konuştu.
“Endemik türlerin katlinin önüne geçilmesi gerekiyor”
Yasa dışı avlanma sorununun jandarma ve polisin konu üzerine ciddi biçimde gitmesiyle çözüleceğini vurgulayan Demirtaş, “Burada yasak misina ağlarla yapılan katliamlar ve suyun içerisinde kopan ağ parçalarından ölen birçok yaban hayvanının olduğu biliniyor. Yasak olan elektroşok ve misina ağlarla avlanma yapanların önüne geçilmesi gerekiyor. Devletin kurumları tarafından mutlaka buraların gözetim altında tutulması gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığımızın buralara sahip çıkması gerekiyor. Korucularla jandarma kontrolü altında, kesinlikle baskıyla kontrol altına alınması gerekiyor. Osmangazi ve Anadolu Üniversitesi’nin orada popülasyon çalışmaları var. Endemik türlerimiz var siraz balığımız gibi. Bunların araştırmaları yapılıyor. Bu türlerin orada katledilmesinin önüne geçilmesi gerekiyor. Örneğin Balkan ülkelerindeki sisteme baktığınızda göletlerin birçok yerinin kontrolleri dernekler ve federasyonlara verilmiş durumdadır. Buralara verirken de derneklerin mutlaka kendine has bir özerkliğe kavuşturulması gerekir. Bunun için de sportif olta balıkçıları olarak başta sporcu statüsünü almamız gerekir” ifadelerini kullandı.
“Jandarmanın yetkisi sınırlı, müdahale için özel birimlerin kurulması gerekiyor”
İlgili kuruluşlardan yapılan uyarıların dikkate alınması gerektiğine dikkat çeken Demirtaş, “Misina ağların suyun içinde kopması ve parçalarının göletteki balıkları tehdit edip oraları talan etmesi, oradaki katliamın boyutunu arttırıyor. Devletimiz tarafından, jandarmamız tarafından, su işlerimiz tarafından buralarda kontrollerin çok sıklaştırılması gerekiyor. Jandarmanın suya çıkma yetkisi de sınırlı. Buralara müdahale için özel ekiplerin kurulması, mutlaka bunun için özel birimler oluşturularak oradaki doğal yaşamın korunması gerekiyor. İlgili kuruluşlardan yapılan uyarıların ciddiye alınması gerekiyor. Anında müdahale edilmesi gerekiyor. Yasak avlananlar o kadar sistematik çalışıyorlar ki, birimlerin yemek yediği, jandarmanın vardiya değiştirdiği zamanlarda 15 dakikada ağını geriyor ve sudan ayrılıyor. Geri döndüğünde de 15 dakikada toplayıp gidiyor. Ağlar için, içerisine mekanizma yapılan arabalar, tekneler, botlar var. Balıkdamı bölgesinin Eskişehir’e uzak olması, amatör ve sportif balıkçının yasak dolayısıyla oralara girememesi onların oradaki katliamı sürdürmesine sebebiyet veriyor” dedi.
“Bazı memur arkadaşlar ’sal balığı ceza yazmayayım’ vicdanı ile çalışıyor”
Yasağı ve uyarıları dinlemeyen şahıslara müdahale edilirken cezaların uygulanması gerektiğine vurgu yapan Demirtaş, “Bazı memur arkadaşların bu kendini bilmezlere vicdanlı yaklaşıp ceza yazmamaları da söz konusu. Kesinlikle ve kesinlikle cezaların yazılması, acınmaması gerekiyor. Aşırı baskı altında da tutulmaları gerekiyor. Polis ve jandarmadan bazı memur arkadaşlar suyun kenarına geldiğinde ufak balığı yakalayan insanlara ’sal balığı ceza yazmayayım’ vicdanı ile çalışıyor. Yasak çiğnenerek tutulan balıkları kesinlikle suya geri saldırıp cezayı da yazması gerekiyor. Ki bu insanlar, bizim gibi sivil toplum kuruluşlarına üye insanlar ise bunlara 3-4 kat daha fazla ceza yazması gerekiyor. Bu kişiler bu konularda bilinçli insanlar oldukları halde bu işi yaptıkları için daha fazla ceza yazılmalı. Endemik türlerin korunması için Sakarya Nehri üzerindeki denetimlerin sıkılaştırılması gerekiyor. Bu konuda devletimizin her zaman yanındayız, her zaman da destek olmaya devam edeceğiz” dedi.
Leylek, ördek, kaz gibi kuşların da kullanımı yasak olan misina ağlar dolayısıyla tehdit altında olduğunu belirten ESBALDER Başkanı Demirtaş, şunları söyledi:
“Tırıvırı denilen illet, misina ağların kopan parçalarıyla Balıkdamında suyun altındaki türleri tehdit ettiği gibi, göçmen kuşların geçiş güzergahında ana yatak olduğu dolayısıyla göçmen kuşlarımızı da tehdit ediyor. O kuşların dinlenme noktası olan göletin içerisindeki ölü balığı almak için daldıklarında ağa takılıyorlar ve kurtulamıyorlar. O misina ağlar oradaki kuşları da tehdit ediyor. Kartalından tutun leylek, ördek, kaz, yılan, kurbağasına kadar yok eden bir materyal bu. Biz kesinlikle bu ağların yasaklanmasını istiyoruz. Geçtiğimiz Tarım İl Müdürlüğü toplantımızda da bunu belirttik. Bakanlığımız tarafından bir atılım yapılıp halihazırdaki yasada belirtilen cezaların çok daha fazla ağırlaştırılarak bu yasağı çiğneyen kendini bilmezlerin önü alınıp buraların koruma altına alınması gerekiyor.”